Wednesday, June 18, 2008

Grup Maçlarının Ardından

Grup A

1-Portekiz 2-Türkiye 3-Çek Cumhuriyeti 4-İsviçre

Grubun Yıldızı

Arda Turan! Sevgili Türkçemiz kimi tabirler konusunda eksik kalmasa grubun yıldızı gibi yavan bir etiket yerine "the difference maker of the group" demeyi tercih ederdim ama bununla yetinmeyi bileceğiz. Evet, senelerdir gelişimini heyecanla izlediğimiz biraz fırlama biraz şımarık ama illa ki süper yetenekli "Arda'mız" kendini Avrupa piyasası ve tarihine pazarlacak olan o kader değiştiren performanslarıyla bu ödülümü kazanmaya layık görüldü. 90'da İsviçre'ye, 74'te ise Çek'lere attığı kritik goller grubun ve Türkiye A Milli Futbol Takımı'nın kaderini değiştirdi. 20'lik süper yetenek, Portekiz haricinde güç dengelerinin çok yakın olduğu bir grupta ibreyi Türkiye lehine çeviren adamdı ve tek kelimeyle fark yarattı.

Grubun "O Anı"

Petr Cech..Yeni Lev Yashin, yeni örümcek adam, dünyanın en iyi 2 kalecisinden biri, hayatı boyunca hatalı gol yediğine şahit olmadığımız olduysak da unuttuğumuz bu kusursuz kaleci insan olduğunu hatırlatmak için kusursuz bir zaman seçti(tabii ki bizler için). Colin Kazım'ın kavisli ortasında topu elinden kaçırdığında dakika resmi olarak 87 idi ama bizim için o sekans zamanın durduğu ve bitmek bilmeyen kara büyülerin gerçeğe döndüğü mistik bir andı.

Grup B

1-Hırvatistan 2-Almanya 3-Avusturya 4-Polonya

Grubun Sürprizi

Avusturya Milli Takımı. Dünya Futbol Tarihi'nin ilk "wunderteam'i" Avusturya, turnuva öncesi sınıfın kimse tarafından sevilmeyen, bodur, şişko, gözlüklü ve inek öğrencisi gibiydi ama oynadığı özverili ve açık futbolla herkesin takdirini ve saygısını kazanmayı bildi. Halen karizmatik olduğunu söylenemezdi ve dönemin güzel kızını kapacak özelliklerden yoksundu ama en azından arkadaşlarına kopya verdiği, kimseyi ispiyonlamadığı ve yeri geldiğinde sınıfı güldürecek espriler yapabildiği ortaya çıktı.

Grubun Hayal Kırıklığı

Almanya Milli Takımı. Tamam biliyorum Polonya tek kelimeyle berbattı ama zaten kim onlardan harika olmalarını bekliyordu ki? Oysaki benim gibi bu oyundan çok iyi anladığını iddia eden bir adamı bile son 2 yılın hatrına kandırabilen Löw'ün öğrencileri temposuz, yaşlı ve yavaş gözükerek beni ve birçok kişiyi hayal kırıklığına uğrattılar. Yine de bahsettiğimiz takım Almanya ve Gary Lineker'in o çok meşhur sözü halen geçerliliğini koruyor.

Grup C

1-Hollanda 2-İtalya 3-Romanya 4-Fransa

Grubun Fenomeni


Kesinlikle Raymond Domenech. Elinde bu kadar iyi bir havuz varken bu kadar kötü bir kadro seçimi yapıp bu kadar kötü futbol oynatmak gerizekalılıkla, korkaklıkla ya da beceriksizlikle açıklanamaz. Raymond'da bizlerin asla göremeyeceği bir tılsım olsa gerek ki harika olması için her türlü olanağa sahip bir takımı San Marino gibi gösterebiliyor.


Grubun Kader Adamı


Gianluigi Buffon. Hani penaltı kurtarılmaz, kaçırılır derler ya bu sözün ne kadar geçersiz olabileceğini gösteren bir kurtarış yaptı Buffon. Letzigrund Stadı'nda dakikalar 81'i gösterirken eski takım arkadaşının nasıl mucizeler yaratabildiğini çok yakından bilen Adrian Mutu usta kaleciyi şaşırtmak için kalenin ortasına sert bir vuruş yaptı ama sol köşeye atlayan Buffon topu ayaklarıyla kurtararak penaltı noktasında dahi forvetlerin korkulu rüyası olduğunu kanıtladı. Bu kurtarış şu ana kadar berbat bir futbol sergileyen İtalya'nın o maçı berabere bitirmesini ve turnuvadaki yoluna devam edebilmesini sağladı.

Grup D

1-İspanya 2-Rusya 3-İsveç 4-Yunanistan


Grubun "The Good"'lari


İspanya ve Rusya. Her iki takım da oynadıkları her maçta futbolun güzelliklerinden inciler sundular bizlere. Kısa, direk, ileriye paslar, hızlı futbol, kanat bindirmeleri, göz kamaştıran yetenekler, süper goller...Kısacası futbol adına güzel olan ne varsa bu iki takım 270 dakika boyunca sahaya onları yansıttı. Daha da önemlisi iyi hücumun her zaman için iyi savunmadan daha etkili olabildiğini kanıtladı bu ikili. Raymond Domenech eğer görevine devam edecekse gitsin Guus Hiddink'in yanında 2 ay staj yapsın.

Grubun The Bad and the Ugly'leri

İsveç ve Yunanistan. Daha sıkıcı ve çirkin olamazlardı. İyi savunma yapan takımları izlemek benim için zevktir ama bu iki takım da iyi savunma yapmadılar sadece savunma yaptılar ve bu sebepten Fransa'yla birlikte turnuvanın en kötü takımları olmaya hak kazandılar. İbrahimovic'in Yunanistan'a attığı inanılmaz gol İsveç'in turnuva boyunca ortaya koyduğu tek izlenebilir hadiseydi. Kral Otto'nun öğrencileri ise böyle bir an yaşatmaya muvaffak olamadılar.

No comments: