Wednesday, June 25, 2008

En İyisi?




Daha yarı finaller oynanmadı ama rahatlıkla söyleyebilirim ki 2008 Avrupa Kupası, 1986 Dünya Kupası'ndan bu yana izlediğim en güzel turnuva. Hollanda, Portekiz, İspanya gibi ofansif takımların ilk tur şovu, Rusya'nın hayran bırakan futbolu, defansif takımların çöküşü, Almanya'ın her zamanki inatçı mizacı ve tarihin en büyük klişelerinden "turnuva takımı" olma özelliğini göstermesi ve tabii ki Türkiye'nin yarattığı kelimelerle açıklanamayacak mucizeler...

Futbol adına ne aranırsa vardı Avrupa'nın göbeğinde. Hatta ok çok daha fazlası...

Türkiye'nin yaptıkları bir film senaryosu olsa bu ne saçma şeymiş diyip kanalı değiştiririm ama gelin görün ki bu oyun böyle bir şey ve mucizeleri yaratanlar(hem de 1 değil 2 hatta 3 kere) biz doyumsuz izleyicilerden çok daha büyük bir yüreğe ve hayal gücüne sahip. Turnuva başında ben dahil hemen hemen herkesin hiç şans vermediği Türkiye, şu anda yarı finalde. Evsahibini rezil bir sahada son dakika golüyle yenerek, dünyanın en büyük kalecisine 3 gol atarak, ulemaların şampiyon adayı Hırvatistan'a topun yüzünü göstermeyerek buralarda hem de. Ve bunları gerçek bir sağbeki, üst düzey bir sol beki olmadan belki de daha da önemlisi turnuvanın en zayıf stoperlerine sahip olmasına rağmen gerçekleştirdi. Servet Çetin'den bahsetmiyorum tabii. O yetenek olarak Avrupa'nın önemli kulüplerinde oynayabileceğini bu sezon kanıtlamıştı zaten ama ya sahaya yansıttığı yürek! Sakat sakat oynadığı maçlar, kariyerini riske atarak verdiği inanılmaz mücadele. Bu adam turnuvanın yıldızı değildir de nedir? Bu yüreğe "altın top" bile verilir.

Bu akşam Almanya-Türkiye maçı oynanacak. Sonucu kestirmek kağıt üstünde kolay. Almanlar'ın önemli avantajları bulunuyor ama bu saatten sonra Türkiye'nin aleyhine bahis oynayabilecek adamı alnından öperim ben.

ps:Her zamanki gibi futbolun yarattığı coşkuyu milliyetçiliğe ve dinciliğe alet eden yüzlerce basın mensubu için ayrı bir yazı yazacağım. Bu konuyu es geçiyorum sanılmasın.

No comments: