Saturday, October 11, 2008

Çinliler Ne Marka Spor Ayakkabı Giyiyor?



Az önce BBC Türkiye'nin NTV'de yayınladığı haber bülteninde izlediğim "Amerikan Seçimleri" paketindeki Ohio vurgusu, çok önceden yazmış olmam gereken bir yazıyı yazmam için beni dürtüverdi. Haberde, Ohio eyaletinin ABD'deki yakın giden seçimlerde ne kadar kilit bir rol oynadığı ve eyaletin sosyo-ekonomik yapısının ülkenin genelini ne kadar isabetli yansıtabildiği belirtiliyordu. Bu gerçek bana LeBron James ve onun demokrat aday Barack Obama'ya verdiği desteğin aslında ne kadar önemli ve bir o kadar da karmaşık ilişkilerin sonucu olduğunu yeniden hatırlattı.

NBA, özerk bir kurum olarak politikadan hep uzak durmuştur. Michael Jordan dönemi ve sonrasında yaşadığı ağır endüstriyelleşme safhalarında da bu özellik had safhaya çıkmıştır. Yüklü sponsorluk anlaşmaları imzalayan sporcuların ortaklık yaptığı firmaların da telkiniyle politikadan kendini soyutladığı gerçeğini en iyi Michael Jordan örneğinde görebiliriz. Harvey Gantt, siyahi bir demokrat olarak 1990 yılında Kuzey Carolina eyaleti Senato seçimlerinde Michael Jordan'dan destek istediğinde tarihin gelmiş geçmiş en iyi basketbolcusundan şu cevabı almıştı : "Olmaz Harvey, Cumhuriyetçiler de spor ayakkabı alıyor." Michael Jordan'ın bu cevabı "endüstriyel spor" dönemini en iyi özetleyen cümleydi aslında. Ekonominin spor ve sporcular üzerinde sağladığı hakimiyet o kadar baskındı ki büyük firmalarla anlaşması bulunan herhangi bir atletin politik bir fikri olamaz, olsa bile bunu açıklayamazdı. Jordan'dan günümüze hem çok şey değişti hem de hiçbir şey değişmedi. Michael Jordan şu anda bir sporcu olarak değil ama bir spor kulübü ve markasının sahibi olarak halen sektörde önemli söz sahibi. "Majesteleri", Businessweek'in geçen hafta yayınladığı araştırmaya göre dünya sporunun en etkili dokuzuncu ismi.(1) Halen Nike bünyesindeki Air-Jordan markası da Nike'ın en önemli ürünlerinden...

Aynı Nike'ın günümüzdeki yüzü ise başka bir isim: LeBron James. 23 genç yaşındaki genç basketbolcu sadece saha içi başarıları ile değil iş alanında yaptıklarıyla da hayli profesyonel bir görüntü çiziyor. Lige ilk geldiği andan itibaren NBA ve Nike'ın altın çocuğu olarak kabul edilip pazarlanan Cleveland Cavaliers'ın forveti, Jordan sonrası sektörün yeni kurtarıcısı olarak görülüyor. Kariyerinin başından beri önüne "Jordan" örneği konulan ve onun gibi olması öğütlenen LeBron sadece oyun stiliyle değil farklı karakteri ve politik tercihleriyle de örnek aldığı efsaneden ayrılıyor. LeBron James, Ağustos ayında Barack Obama'nın kampanyasına 20 bin dolarlık bir bağış yaparak "Cumhuriyetçiler de spor ayakkabısı satın alıyor" zihniyetini pek umursamadığını gösterdi ve geçtiğimiz hafta da Demokrat Parti'nin Cleveland, Ohio propagandasında önemli bir rol üstlendi. Hemen belirtelim 23 yaşındaki süperstar aynı zamanda Jordan'ın 9. olduğu Businessweek "sporun en etkili 100 figürü" listesinde de 17.sırada yer alıyor(2) ve bu özelliğiyle de aktif basketbolcular içerisinde birinci sırada. Peki nasıl oluyor da olmazsa olmaz apolitikliğiyle tanıdığımız Nike, NBA, Coca-Cola gibi büyük şirketlerin yüzü olan bu genç adamın kendi politik görüşünü açıklamasına izin veriliyor? Jordan döneminden bugüne değişen nedir? Ya da LeBron ve takipçilerini(Carmelo Anthony de Demokratlar'a destek verdiğini açıkladı) bir değişimin öncüsü olarak nitelemek ne kadar doğru?

Şunu hemen belirteyim LeBron James daha önce herhangi bir siyasi konu hakkında yorum yapmaktan tamamen uzak duran bir kimseydi. Olimpiyatlar öncesi Kobe Bryant'la birlikte Darfur Sorunu'nu ve Çin'i eleştiren ufak yorumlarda bulunduysa da olimpiyatlar başladığı zaman o da Kobe de bu konuda sessiz kalmayı yeğlediklerini ve işlerinin sadece basketbol olduğunu açıkladılar. Belli ki Çin'de önemli yatırımları bulunan Nike ve NBA'den daha ileri gitmeleri için izin çıkmamıştı. İşin ilginçliğini arttıran nokta da bu işte. Çin'i kızdıracak bir mevzuda konuşmasına izin verilmeyen LeBron James nasıl oluyor da açıkça cumhuriyetçileri karşısına alabiliyor? Yoksa Nike artık cumhuriyetçilerin spor ayakkabısı almadığını mı düşünüyor? Tabii ki hayır! Peki o zaman nedir bu ani U dönüşünün sebebi? Belli ki Nike, cumhuriyetçi kesimden gelecek eleştirileri pek de kaale almıyor. Burada çok daha iddialı bir sav öne sürülebilir: Nike ürünlerini pazarladığı bir market olarak Çin'i çok daha fazla önemsiyor. Başka bir deyişle de artık Amerikalılar'ın değil Çinliler'in ne marka ayakkabı giydiği önemli! Benzer şeyleri Warren Buffett ve onun şirketleri için de düşünebiliriz. Aynı zamanda LeBron'un akıl hocası olan dünyanın en zengin adamlarından Buffett'nin en önemli iş ortaklıkları Çin'le ve emin olun eğer Buffett, "dünyanın ilk milyarder sporcusu olmak istiyorum" diyen LeBron James'e cumhuriyetçileri kızdırmamasını öğütleseydi bugün bu tartışmaları yapıyor olamazdık. İşin bir diğer boyutu da Warren Buffett'nin olası bir Barack Obama hükümetinde Maliye Bakanı olma ihtimali ki bu olayın sosu gibi adeta.

Dünya hızla değişiyor. Halen kapitalizmle ve onun labirentleriyle boğuşsak da son günlerde yaşanan bu tartışmaları yorumlamaya kalktığımızda ABD'nin en güçlü kapitalistleri dahil birçok gücün kendi halkından(!) önce Çin marketini memnun etmeye çalıştığını görüyoruz. Ve bu da bize Çin'in yaklaştığı bilinen hegemonyasını net bir şekilde ispatlıyor. İspatladığı bir başka şey de küresel ekonominin yerel öncelikleri ne kadar ikinci plana itebildiği. Burada tabii bir başka soru işareti ortaya çıkıyor o da yerel önceliklerin piyasa tarafından umursanmadığı bu ortamda bir ideoloji olarak milliyetçilik nasıl gücünü koruyor ve nasıl halen devlet destekli meşruluğunu üretebiliyor? Buna verilecek en iddialı ama gerçekçi yanıt da kriz dönemlerinde mutlak bir savaş yaratan(bkz:corrective war, creative destruction teorileri) kapitalizmin bu savaşlarını meşrulaştırmak ve desteklemek için devlet ve halk destekli bir milliyetçiliğe ihtiyacı olduğu gerçeği. İlişkiler karmaşık ama iyice düşünüldüğünde son derece mantıklı ve bir o kadar da "günahkar".

Özetlemek gerekirse LeBron James'in bu çıkışı belki "süperstarların apolitik olması" ilkesinin yıkılması açısından kayda değer gibi gözükebilir ama gerçekleri derinlemesine deştiğimizde bu durumun da mevcudiyetini sponsorların iznine borçlu olduğunu anlayabiliriz. Nike istemese ya da Warren Buffett desteklemese, LeBron James de "cumhuriyetçiler de ayakkabı satın alıyor" diyerek apolitikliğini koruyabilirdi(tıpkı Darfur olayında olduğu gibi). Eğer Warren Buffett açıkça Obama'yı desteklediğini açıklayabiliyorsa bunu onun gibi bir kapitalist olan LeBron James neden yapamasın? Sonuç olarak ne LeBron kahraman ne de Jordan hain, sadece kapitalizm pragmatist!

Not: Nihayetinde bir spor yazısı olduğu için "hater" eleştirilerini başlamadan kesmek adına şu gerçekleri ekleyeyim: Michael Jordan basketbolcu olarak en sevdiğim isimdir. LeBron James ise aktif basketblcular arasında en favori oyuncum.

1)http://images.businessweek.com/ss/08/10/1002_power100/9.htm
2)http://images.businessweek.com/ss/08/10/1002_power100/17.htm

No comments: