Monday, September 8, 2008

Amerika Açık'08: Yeniden Doğanların Mabedi




Nefes kesen bir turnuvayı daha geride bıraktık ve sezonun bu son grand slam'i hatıralara sayısız malzeme, gönüllere ise unutulmayacak bir lezzet bırakarak sona erdi. Tek erkeklerde yaklaşık 1 senedir şımarıkça eleştirdiğimiz yaşayan efsane Roger Federer, tek bayanlarda ise 5 senedir sonu gelmez sakatlık ve talihsizlikler sebebiyle bir türlü istikrara kavuşamayan Serena Williams şampiyonluğa ulaşırken sonuna kadar hakettikleri bu başarılarla bir manada da kendi yeniden doğuşlarını gerçekleştirmiş oldular.

Bayanlarda Serena Williams ve Jelena Jankovic tarihe geçecek güzellikte bir final mücadelesi yaptılar. Teknik açıdan tüm limitlerine rağmen Sırp Jankovic inatçı mücadelesi ve hareketliliğiyle bayanlar tenisinin gördüğü en güçlü isim olan Serena'yı hayli zor durumlara düşürmeyi başardı. Jankovic, şampiyonluğu almanın tek yolunun güçlü ama kendisi kadar fit olmayan rakibini yorabildiği kadar yormak ve maçı illa ki 3 sete uzatmak zorunda olduğunun bilincinde karşılaşmaya çok iyi başladı. Kontra, açılı toplarla Serena'yı kortta bir yelkenli gibi sağa sola koşturdu ama servis kırdığı ilk setin 3.oyunundan sonra Williams'ın teknik üstünlükleri ve gücü oyunu domine etmeye başladı. İlk seti 6-4 alan Amerikalı raket ikinci sete de servis kırarak başladı ama herkesin beklediği kondüsyonel düşüş setin ortalarında kendini gösterdi. 7.oyun sonunda Jankovic 5-3 öndeydi ve daha da önemlisi Serena bitkin gözüküyordu. İtiraf edeyim bende Amerikalı tenisçinin pilinin bittiğini düşündüm. Tam kafamda Jankovic'i tarihin en zayıf grand slam şampiyonu olarak ilan etmeye hazırlanıyordum ki ilk setteki canavar geri döndü ve Arthur Ashe yine Serena'nın acımasız smaçları ve çığlıklarıyla inlemeye başladı. Müthiş bir geri dönüş yapan Williams üst üste 4 oyun alarak 3. Amerika Açık şampiyonluğunu ilan etti.

Az önce oynanan maçta ise dün gece Nadal'ı muhteşem bir oyundan sonra eleyen ve nihayet senelerdir kendisinden beklenen atılımı gerçekleştiren İskoç Andy Murray'le, Djokovic karşısında geri dönüş sinyalleri veren Roger Federer şampiyonluk mücadelesi yaptılar. İnsan olduğu gerçeğini kabullenemediğimizden midir nedir uzun süredir had bilmezce yerden yere vurduğumuz Federer "ben daha ölmedim" dercesine maça başladı ve harika bir oyunun ardından ilk seti 6-2 aldı. İkinci sette tıpkı Djokovic maçında olduğu gibi düşüş yaşayan Fedex yine de setin sonlarına doğru kendisine geldi ve kritik 12. oyunda servis kırarak setlerde 2-0 öne geçtiği gibi şampiyonluk yolunu da iyice kolayladı. Son set ise efsanenin geri dönüşünü perçinlediği bir gösteri şeklinde geçti adeta. Evet, sezon boyunca yaşadığı onca soruna, hastalığa ve eleştiriye rağmen Roger Federer tarihte 5 kez üst üste Amerika Açık kazanan ilk tenisçi olarak tarihe geçerken yüreğinden şüphe eden ben dahil herkesi de yanıltmış oldu.

İşte Federer, Serena gibi şampiyonlar bu yüzden çok büyükler. Ve işte biz ukala ulemalar bu yüzden onların neler yapabileceğini hiçbir zaman doğru kestiremiyoruz. Rudy Tomjanovich'in 1995 NBA şampiyonluğundan sonra Hakeem Olajuwon'u kastederek söylediği gibi "Bir şampiyonun yüreğini asla hafife alamazsınız." Alırsanız da o efsanevi sporcular gelirler ve biz fanilerle aralarındaki farkı tıpkı Federer'in yaptığı gibi hatırlatırlar. Yeryüzünün gördüğü en büyük raketlerden ikisine(Federer-Serena Williams) saygılarımla. Ha son olarak hoşgeldin Federer! Ait olduğun yere yani şampiyonluk tahtına geri döndüğün için.

ps: Son not olarak Andy Murray'nin oyunun Agassi'yi müthiş şekilde anımsattığını eklemeden geçemeyeceğim. Tıpkı onun gibi hücumu da savunmayı da oynayabilmesinin dışında olağanüstü sezgileri var ve el-göz koordinasyonu da üst düzeyde. Son 1 senede yaptığı gibi ciddiyetle yoluna devam ederse Djokovic'in 3.lük tahtı ciddi bir risk altında demektir.

No comments: