Saturday, August 11, 2007

this WAS anfield


"This is Anfield"..Liverpool'un mistik semti Anfield'ın herhangi bir köşesinde öylesine bir tabelada yazılı olsa hiçbir etkisi olmayacak olan bu cümle, yörenin en meşhur mekanı Anfield Stadyumu'nun sahaya giriş holunda yazılı olunca müthiş bir ikaz ve göz korkutma aracına dönüşüveriyor. 1892'den beri kentin gözbebeği Liverpool FC'ye evsahipliği yapan bu stad, kuşkusuz adada Wembley'den sonra en geniş maziye sahip olan futbol arenasıdır. Ve adanın holiganizmle özdeşleşmiş taraftar grupları arasında en yüksek kıdeme sahip Kop ahalisi de Anfield'ın sahip olduğu benzersiz tarih ve göz korkutucu atmosferde önemli rol oynayan aktörlerin başında gelir.

İngiliz futbolu, stadyum, taraftarlık ritüeli ve sosyolojisini etkileyen üç önemli evre geçirmiştir. 70'lerde tv yayınlarının ufak tefek başlaması ve stadyumların koltuklandırılması, 80'lerde Heysel ve Hillsborough felaketleri sonrası(ikisinde de Liverpool taraftarları başroldeydi) sahayı holiganlardan koruma amaçlı inşa edilen tellerin kaldırılması ve kombine biletlerin yaygınlaştırılması ve nihayetinde de 90'lar ve 2000'lerde iyice sporu egemenliği altına alan akıl almaz sermaye, medya ilgisi ve endüstriyelleşme süreciyle pahalılaşan futbol izleme keyfi.(bilet fiyatları, kombine biletlerin hegemonyası, tv yayınlarındaki müthiş artış) Bu üç dönemin sonunda da futbol stadyumlarının ve taraftarlık olgusunun ruhunu oluşturan işçi sınıfı arenalardan dışlanmış ve futbol izleme profili baştan aşağı değişmiştir. Birbiriyle bağıntılı bunun gibi birçok etmen de nihayetinde kulüpleri daha modern stadyumlar inşa etmeye ya da mevcut stadlarını geliştirmeye itmiştir.(ör: Old Trafford, Emirates Stadium, kısmen Wembley vs.) Kaçınılmaz son nihayet futbolun belki de tüm İngiliz kentlerinden daha fazla bir coşkuyla yaşandığı Liverpool, Anfield ve Kop tribünlerini de vurdu ve kulübün Amerikalı yeni sahipleri Stanley Park adıyla yeni bir stadyumun inşa edileceğini açıkladı. Yeni arena 2009-10 sezonuna hazır olacak. Yani Kop'un o efsanevi tezahüratı, ne tezahüratı şarkısı hatta baladı You'll never Walk Alone'u esas mekanında söyleyeyecek yalnızca 2 sezonu daha kaldı. Hoş, Kop tribünü tüyleri diken diken eden balatlarını İstanbul'dan Roma'ya, Paris'ten Bruges'e kıta'nın tüm futbol mabetlerinde dinleyenlerini hayran bırakırcasına seslendirdi. Yani onlar için yeni bir stadyum, coşkunun ve sevdanın azalması anlamına asla gelmeyecektir ama aşklarını olması gerekenden fazla bir meşkle yaşayan her duygusal adamda olduğu gibi Koper'lar da evleri Anfield'ın burukluğunu her zaman içlerinde yaşayacaklardır. Nasıl olmasın ki, Merseyside'da kırmızıları mavilere(everton) egemen kılan bir mazinin evi tarihe karışacak. O mazi ki Bill Shankly, Bob Paisley gibi efsane teknik adamlara, Kevin Keegan, Kenny Dalglish, Ian Rush, John Barnes ve yeni kuşaktan Robbie Fowler, Michael Owen, Steven Gerrard gibi futbolculara tanıklık etmiş ve mabedi Anfield da adım adım, tuğla tuğla inşa edilen bir başarı hikayesinin, 18 İngiltere lig şampiyonluğu ve Famous Five(Liverpool'un 5 avrupa kupası)'ın kalesi olmuştur.

This is Anfield...Liverpool denince akla ilk gelen isim Shankly'nin dediği gibi " It’s there to remind our lads who they’re playing for and to remind the opposition who they’re playing against!"-(this is anfield, bizim çocuklarımıza ne için oynadıklarını ve rakibe de kime karşı oynadıklarını hatırlatmak içindir) Bu vaziyette Anfield'ın tarihe karışacağını bilmek kadar bu efsanevi sloganın geçerliliğini yitireceği gerçeği de iç burkar nitelikte.

No comments: