BU YAZI İLK OLARAK EVRENSEL GAZETESİ'NDE YAYINLANMIŞTIR
Yaşadığımız çağ anın çağıdır. Enstantanelerin, imajların, birkaç saniyelik o biricik ve tekrarı mümkün olamayacak anların milyonların zihnini yönettiği bir çağ. Ve bu anların yaratılmasında başrolü oynayan o spor serüvencileri! Doğaya karşı, zamana karşı insan! Günümüz, tüm beşeriyet adına insanlığın limitlerini zorlayan “üstün insanların”, kazananların altın çağıdır. Başka türlü söyleyecek olursak da ikincilerin, kaybedenlerin hak ettikleri değeri göremedikleri bir dönemde yaşamaktayız.
ABD’li uzun atlamacı Bob Beamon, 1968 Mexico City Olimpiyatları’nda bir atlayış yaptı. Ama ne atlayış! Hiç düşmemecesine havalandı, mesafe 8 metre 90 santime eriştiğinde kimi gazetecilerce, “Beamon bulutlara dek yükseldi ve sonra biz fanilerin arasına döndü” biçiminde yorumlar yapıldı. Beamon, döndü dönmesine ama artık o 23 sene boyunca yani erişilmez sanılan rekoru kırılana kadar insanlar arasında gezinen bir tanrıydı. İnsanoğlunun limitlerini paramparça eden yaşayan bir efsaneydi artık. Beamon, Meksika’nın başkentinde 8.90 atlamadan önceki rekor 8.35’le Sovyet sporcu Igor Ter-Ovanesyan’a aitti. Akranı olan Ovanesyan bu rekoru Beamon’dan sadece 1 sene önce gerçekleştirmişti. Tam 55 santim geliştirdi yani rekoru Beamon! Sanırım hadisenin neden bu kadar efsanevi olduğunu şimdi daha iyi anlamışsınızdır.
Tyson Gay, bundan bir ay önce Independent’a yaptığı açıklamada Usain Bolt’un apayrı bir seviyede olduğunu belirterek o izin vermediği sürece kimsenin onu geçemeyeceğini belirtmişti. “Bolt gibi adamları çalışamazsınız. O ya da LeBron James gibi adamlar doğanın harikalarıdır. Benim onun koştuğu dereceleri geçmeme imkân yok çünkü şu an Bolt’un zihni 9.40’lara inebiliyor. Bense bunu hayal bile edemem. Ama elimden geleni yapacağım ve Bolt’u zorlayabildiğim kadar zorlayacağım. En azından 9.69’u geçebileceğime inanmalıyım.”
Jamaikalı olduğu iddia edilen Kriptonlu Usain Bolt, tıpkı Beamon gibi insanoğlunun limitlerini tuzla buz etmiş bir doğa harikasıdır. Onun hem olimpiyatlardaki koşusunu, hem de pazar akşamki muhteşem rekorunu (9.58) hayatımız boyunca unutamayacağımız muhakkak. Beamon’un atlayışı, Julius Erving’in faul çizgisinden bastığı smaç, Maradona’nın 86 Dünya Kupası’ndaki golü, Jordan’ın havada el değiştirerek attığı turnike, Phelps’in arka arkaya kırdığı rekorlar gibi Bolt’un bu performansları da tarihteki ölümsüz yerini ve zihinlerdeki efsanevi imajını perçinlemiştir.
Bolt’u daha önce çok yazdım o yüzden Tyson Gay üzerine iki çift laf etmek istiyorum. Yarışmacı ruha sahip bir sporcunun nasıl olması gerektiğinin dersini veriyor Gay cümle âleme. Bolt’u geçemeyeceğini biliyor belki ama yine de deniyor, Samuel Beckett’ın dediği gibi kaybediyor belki ama yılmıyor bir dahaki sefere daha iyi yeniliyor. Bolt’u daha iyi olmaya zorluyor, yalnızca işini yapıyor. Kaybettiği zaman da 1.95’lik fenomen rakibinin hakkını vermesini biliyor. Yarış sonrası Gay’in bir görüntüsü ekranlara yansıdı. Amerikalı sprinter hırsla ellerini birbirine vuruyor ve belli ki bir şeylerden şikayet ediyordu. Okuduğum ve dinlediğim bazı yorumlarda bunun sebebini Gay’in aşırı hırsına, Bolt tarafından devamlı madara edilmeyi kendisine yedirememesine vs. bağlayanlar olmuş. Gay’in amacı elbette kazanmaktı. Zaten öyle olmasa o piste adım atmazdı. Fakat kendisinin de dediği gibi asıl hedefi Bolt’u zorlayabildiği kadar zorlamak ve en azından eski rekor olan 9.69’u geçmekti. Ve bu hedefinden geri kaldığı için yarış sonrası dövündü, şikayet etti (9.71 koştu Gay, ki bu tarihin en iyi 3. derecesidir).
Doğrudur, Tyson Gay 2000’lerin Frankie Fredericks’idir. Frankie Fredericks de 200’de Michael Johnson ve 100 metrede Donovan Bailey’nin arkasında kalmaya mecbur olmuş müthiş bir atletti. Johnson gibi bir canavarın arkasındaki müzmin ikinciydi ama bu onun “pistlerin centilmeni” ve her şeyden öte harika bir atlet olmasına engel olmadı. Tıpkı Tyson Gay gibi. Spor dünyasının Bolt gibi efsanelere elbette ihtiyacı var. Fakat Gay gibi centilmen müsabıklara da en az onun kadar gereksinimimiz var (ah bir de bu kadar sık sakatlanmasa). Gay, dünyanın en iyisi değil ve Bolt izin vermediği sürece de olamayacak. Ama elinizden geleni yaptıysanız ikinci olmak da o kadar fena olmasa gerek!..
No comments:
Post a Comment